F. nucleatum, özofagus kanseri için prognostik bir belirleyici midir?

Fusobacterium nucleatum'un tümör yükü, kemoterapiye yanıtın daha zayıf olacağının habercisi olabilir ve özofagus (yemek borusu) kanserinde olumsuz bir prognostik belirleyici oluşturabilir. Bu da belki bu bakteriyi hedef alacak yeni antibiyotik tedavilerini esinleyebilir.

Yayın 18 Ocak 2021
Güncelleme 08 Ağustos 2023
Photo : F. nucleatum: prognostic marker for esophageal cancer?

Bu makale hakkında

Yayın 18 Ocak 2021
Güncelleme 08 Ağustos 2023

Özofagus kanseri, kanser nedenli ölümlerde altıncı sıradadır ve 5 yıllık sağkalım oranı %15-20’dir. Bu kanserin en sık görülen alt tipi, skuamöz hücreli özofagus karsinomudur (SHK). Mevcut tedaviler özellikle özofagus rezeksiyonundan önce yapılan bir (sidenote: Neoadjuvan kemoterapiye (NAK) Ameliyat öncesi tümörün boyutunu azaltmak için ) (NAK) dayanır. NAK'a olumlu yanıt veren hastaların hayatta kalma şansı daha yüksek olsa da, çoğu tümör NAK'a direnç geliştirir. Bu direncin arkasındaki mekanizmaları anlamak, tedaviye yanıtları ve dolayısıyla hastanın hayatta kalma şansını iyileştirmek için büyük önem taşır.

Fusobacterium nucleatum, tümör oluşumunda ne rol oynar?

Bağırsak mikrobiyotası bileşiminin, immünoterapi ve kemoterapi gibi bazı kanser tedavilerini etkilediği uzun zamandır bilinmektedir. Ek olarak, son zamanlarda Fusobacterium nucleatum tümör yükünün, kolorektal kanserde azalmış sağkalım ve/veya artmış nüks oranları ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Araştırmacılar bu ilişkiyi ilk defa göz önünde bulundurarak 551 denekten oluşan 2 bağımsız Japon kohortunda, SHK hastalarından alınan tümörlerde F. nucleatum oranının prognostik değerini ve tümörlerin NAK'a yanıtını tahmin etmekte oynadığı rolü incelediler

Azalmış sağkalımı öngören bir belirleyici

İlk gözlem: Komşu sağlıklı dokuya kıyasla tümör dokusunda daha yüksek miktarda F. nucleatum vardır. İkincisi, F. nucleatum'un tümör yükü, bir yandan tümör evresiyle, diğer yandan nükssüz sağkalım oranında (NSO) azalma ile ilişkilidir. F. nucleatum ve azalmış sağkalım arasındaki ilişki erken evredeki hastalarda bile gözlendiğinden, araştırmacılar, bakterinin tümör saldırganlığını arttırdığını düşünüyor. Bu nedenle, F. nucleatum'un tümör içindeki oranı prognostik bir biyobelirteç oluşturabilir.

Kemoterapiye yanıtın olumsuz olacağını öngören bir belirleyici

Son olarak, NAK tedavisi gören 101 hastadan oluşan bir alt grupta yapılan değerlendirmeler, yüksek oranda F. nucleatum bulunduran tümörlerin tedaviye daha olumsuz tepki gösterdiğini ortaya koymuştur. F. nucleatum'un neden tümör direncini arttırdığını açıklamak için farklı teoriler olsa da (hücresel otofajiye yol açan metabolik yolaklar mı aktive ediliyor? Kemoterapötik maddeler deaktive mi ediliyor?), araştırmacılar umut verici bir terapötik yol düşünüyor: F. nucleatum'u hedef alan bir antibiyotik tedavisi kemoterapiye verilen tepkiyi iyileştirebilir. Çalışmaları izlemeye devam edeceğiz.