Depresyon: bağırsak mikrobiyotası sayesinde daha doğru tanı?

Yakın tarihli iki çalışma bağırsak mikrobiyotasının bileşimini ve metabolomunu analiz ederek depresif bozuklukların tanı ve tedavisi için yeni yollar ortaya çıkardı.

Yayın 30 Mart 2021
Güncelleme 30 Mart 2022
Actu PRO : Dépression : un diagnostic plus précis grâce au microbiote intestinal ?

Bu makale hakkında

Yayın 30 Mart 2021
Güncelleme 30 Mart 2022

Son yıllarda, birçok çalışma bağırsak disbiyozisi ile tüm dünyada 300 milyondan fazla insan etkileyen depresyon arasındaki bağlantıyı incelemiştir. İki yeni çalışma hastalıkta bağırsak mikrobiyotasının rolünü teyit etti.

Endokannabinoid sistem: depresyon ile bağırsak mikrobiyotası arasındaki bağlantı

Pasteur Enstitüsü, CNRS ve INSERM tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada tedavi görmemiş farelere, ya sağlıklı farelerden ya da öngörülemeyen kronik hafif stres (UCMS) tarafından tetiklenmiş depresyonlu farelerden dışkı mikrobiyotası nakli (DMN) yapıldı. Daha sonra araştırmacılar bağırsak mikrobiyotasını, çoklu doymuş yağ asitlerinin metabolizmasını ve hipokampüsteki (depresif semptomların oluşmasında ağırlıklı rolü olan bir beyin bölgesi) nörojenezi analiz ettiler. Çalışmaya göre, UCMS farelerinin semptomları (azalmış hipokampal nörojenez, duygudurum bozuklukları) DMN farelerine transfer edildi. DMN farelerinin metabolomik analizi, endojen kannabinoidlerin lipit prekursörlerinde eksiklik ile kendini gösteren değişmiş yağ asitleri metabolizması olduğunu ortaya çıkardı. Bu beynin endokannabinoid sisteminin aktivitesinin bozulmasına yol açtı ve bu durumun da depresyonu tetiklediği düşünülmektedir. Bunları parçalayan enzimlerin farmakolojik olarak bloklanması veya beslenme yoluyla artan endojen kannabinoidler UCMS farelerde DMN alan farelerde depresif semptomları azalttı. Endojen kanabinoidlerdeki bu artış bu farelerin hipokampüsündeki nörojenezde bir düzelmeye de yol açtı. Son olarak hem UCMS (donör) hem de DMN (alıcı) farelerde Lactobacillus sayısında bir azalma ile karakterize olan bağırsak mikrobiyotası disbiyozisi gözlemlendi. DMN farelerinin beslenmesine bir Lactobacillus suşu eklemek hem endojen kannabinoid beyin seviyelerini hem de hipokampal nörojenezi artırmak ve dolayısıyla duygudurum bozuklarını düzeltmek için yeterliydi. Farelerle yapılan bu çalışma endojen kannabinoid sistem yoluyla depresyonda bağırsak mikrobiyotasının rolüne ilişkin yeni bir mekanistik senaryo sağlamaktadır. Çalışma ayrıca beslenmeye yönelik müdahalelerin veya probiyotik kullanımının bu hastalığın semptomlarıyla savaşmakta etkili bir araç olabileceğini de önermektedir.

Bağırsak biyo-belirteçleri: daha doğru bir tanıya doğru?

İkinci bir çalışmada Çinli ve Amerikalı araştırmacılar, dışkıdaki sayıları tedavi edilmemiş major depresif bozukluğu (MDB) olan 118 hasta ile 118 sağlıklı kontrol (SK) arasında değişen 3 bakteriyofaj, 47 bakteri türü ve 50 metabolit belirledi. İkinci bir validasyon kohortunun analizi (38 tedavi edilen MDB hastası vs. 38 SK) 6 biyo-belirtecin (2 bakteri, 2 faj ve 2 metabolit) her iki kohortta da MDB hastaları ile sağlıklı kontrollerin %90'ı aşan bir doğrulukla birbirlerinden ayırt edilmesini mümkün kıldı. Son olarak araştırmacılar dışkı GABA ve ilişkili metabolit seviyelerinin SK 'ya göre MDB hastalarında istikrarlı olarak azaldığını gösterdi. Bu bulgular MDB hastalarında dışkı GABA seviyelerinin bir bağırsak mikropları paneli tarafından modüle edilebileceğini ve bunun da MDH oluşmasında toplu olarak rolü olabileceğini önermektedir. Bu bulgular MDD'nin patojenezini ortaya çıkarmak için yeni yönlendirmeler sağlamaktadır. Bunlar ayrıca bağırsak mikrobiyotasına odaklanarak şu anda eksik ve yanlış şekilde tanı alabilen MDH tanısını iyileştirmeye de yardımcı olmaktadır.