Astım: çiftlikte temiz hava almak!

Çiftlikte büyümenin astıma karşı koruyucu bir etkisi olduğu düşünülmektedir. Bağırsak mikrobiyomu açısından faydalı bir ortam ve bağırsak-akciğer aksının mevcudiyeti sayesinde burada en önemli dönem yaşamın ilk 12 aylık dönemi gibi görünmektedir.

Yayın 22 Mart 2021
Güncelleme 08 Ağustos 2023

Bu makale hakkında

Yayın 22 Mart 2021
Güncelleme 08 Ağustos 2023

Şehirde yaşayan birçok kişinin kırsala taşınmak için şehirden ayrılmayı düşünmesiyle çiftlikte büyümenin astıma karşı koruyucu etkisi üzerine bir yazı bu seçimi destekler gibi gözükmektedir. Yazarlar evin içinden gelen mikroorganizmaların koruyucu bir rolü olduğunu daha önceden göstermişti. Bu yeni çalışmada yazarlar, çocukluk döneminde önemli bir döneme odaklanıyorlar: yaşamın ilk yılı. Bebeklerin ilk yaş günü pastalarının mumunu üflemeden önce dış ortama maruz kalmaları bağırsak mikrobiyomlarının gelişimini şekillendiriyor. Bu sürecin astım gelişme riski dahil uzun vadeli sonuçları olabilir.

Çiftlik 1, astım 0

Varsayımlarını test etmek için araştırmacılar Avrupa'nın kırsal bölgelerinde yaşayan neredeyse 1000 çocuktan oluşan ve yarısı çiftlikte doğmuş olan ve %8'inde 0 ile 6 yaşları arasında astım gelişen bir popülasyonu takip etti. Dışkı örnekleri 2 ile 12 ay arasında alındı ve bu dönemdeki bağırsak mikrobiyomunda değişiklikler değerlendirildi.

Tarlaların sırrı: daha olgun mikrobiyom

Sonuçlar bunu onaylıyor: ilk yılımızı bir çiftlikte geçirmek çocukluğun ilerleyen yılarında astım oluşma riskini azaltmaktadır. Ama neden? Çiftliğin koruyucu etkisinin %19'u daha olgun bir bağırsak mikrobiyomu ile bağlantılı gibi görünmektedir. Araştırmacılar ayrıca özellikle rolü olan bazı bakteri grupları belirlediler. Bunların antienflamatuar özellikleri bilinen faydalı bir bileşen olan butirat ürettiği düşünülmektedir. Aynı zamanda, koruyucu etkisi ile ilişkili olarak belirli bir bakteri öne çıkmasa da bazıları artan astım riskiyle ilişkili gibi göründü.

Bu sonuçlar iyi bilinen bağırsak-beyin aksına benzer şekilde bağırsak ile akciğer arasındaki iletişim fikrini desteklemektedir. Ayrıca yaşamın ilk yılında solunum ve alerjik hastalıklar için önleyici tedbirlerin kullanımını da teşvik etmektedir. Ek olarak, bu sonuçlar bazı şehirli aileleri doğaya dönmeye veya en azından daha az aşırı hijyen olan bir yaşam tarzı benimsemeye de ikna edebilir.