Mikrobiyota nakli ve tip 1 dıabetes mellıtus : insanlar ile yapılan bir çalışma

Dışkı mikrobiyotası nakline mikrobiyal metabolitlerde ve oto-immin sistemlerde rolü olan T hücrelerinde değişiklikler eşlik eder ve tip 1 diabetes mellitus hastalığında pankreatik β-hücrelerinin rezidüel fonksiyonunu koruyabilir.

Yayın 03 Mart 2021
Güncelleme 29 Mart 2022

Bu makale hakkında

Yayın 03 Mart 2021
Güncelleme 29 Mart 2022

Tip 1 Diabetes mellitus (diyabet) (T1DM) pankreas β-hücrelerinin bozulmasına yol açan bir otoimmün hastalıktır. Farelerle yapılan çalışmalar bağırsak mikrobiyotası ile doğal bağışıklık sistemi arasındaki etkileşimlerin hastalığın gelişiminde rolü olduğu ve bu hastalığın ilerlemesinin dışkı mikrobiyotası nakli (DMN) ile yavaşlatılabileceğini önermektedir.

Otolog vs. alojenik nakil

Randomize Kontrollü bir çalışmada yakın tarihte T1DM tanısı alana hastalara 0., 2. ve 4. aylarda nazoduodenal tüp ile ya kendi dışkılarından (otolog DMN n=1) ya da sağlıklı donörlerin dışkılarından (alojenik DMN, n=10) üç DMN yapıldı. İlk DMN'yi takip eden yılda araştırmacılar rezidüel β-hücre fonksiyonunu (bir test yemeğine tepki olarak C-petit salımı yoluyla) ve ayrıca iki tip DMN'nin tetiklediği metabolik, bağışıklık ve mikrobiyota değişikliklerini değerlendirdi.

Pankreas fonksiyonu korundu

Araştırmacıların beklentilerinin aksine, ilk DMN'den bir yıl sonra otolog grupta β-hücre fonksiyonu korundu. β-hücre fonksiyonu alojenik grupta kötüleşti ancak bu kötüleşme tanının ilk yılında tedaviyi almayan T1DM hastalarından daha azdı. Araştırmacılara göre, donör ile alıcı arasında immünolojik uyumluluk yüksek olduğunda DMN'nin faydaları daha belirgin ve uzun süreli olabilir.

Desulfovibrio piger'in rolü mü var?

Mikrobiyotadaki değişikliklerin bazı metabolik ve bağışıklık değişiklikleriyle ilişkili olduğu bulunmuştur. Duodenumda Prevotella spp'nin varlığı rezidüel β-hücre fonksiyonu ile ters korelasyona sahipti. Kolonda Desulfovibrio piger sadece otolog DMN sonrasında anlamlı şekilde daha fazla bulunur hale geldi. Fazla bulunması iyileşen rezidüel β-hücre fonksiyonu ve artan C-peptit üretimiyle ilişkili bir mikrobiyal metabolit olan plazma 1-arakidonoil-GPC (A-GPC) seviyelerinde artış ile ilişkiliendirildi. Ayrıca D. piger 'in çokluğunun oto-immünitede rolü olan bazı T hücrelerinin seviyeleri ile negatif korelasyonu vardı. Yazarlara göre burada önemli olan neydi? D. piger, A-GPC'nin üretimi yoluyla bu T hücrelerini baskılayarak oto-immüniteyi inhibe edebilir. Bulunan birden fazla korelasyonlara bakılarak araştırmacılar DMN'nin T1DM üzerindeki etkilerini netleştirmek üzere daha fazla araştırılması gerekecek mekanik ipuçları belirlediler. Araştırmacılar ayrıca bazı bakteri türlerinin tanıya yönelik potansiyeli olduğunu da belirlediler.

1. Overgaard AJ, Weir JM, Jayawardana K, et al. Plasma lipid species at type 1 diabetes onset predict residual beta-cell function after 6 months. Metabolomics 2018;14:158; Lachin JM, McGee PL, Greenbaum CJ, et al. Sample size requirements for studies of treatment effects on beta-cell function in newly diagnosed type 1 diabetes. PLoS One 2011;6:e26471.