Depresyon: gazlı içecekler bağırsak florasını ve ruh halini bozduğunda
Kadınlarda yüksek soda tüketimi, daha sık ve şiddetli depresif bozukluklarla ilişkilidir. Bağırsak bakterisi Eggerthella, bu bağlantıyı kısmen açıklayabilir.
en_sources_title
en_sources_text_start en_sources_text_end
Bu makale hakkında
Obezite, tip 2 diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, kanser: gazlı içecek tüketimi, bazen hafife alınan etkileriyle birçok sağlık sorununa yol açmaktadır. Yeni bir Alman araştırmasının ilginç sonuçlarına göre, bu liste daha da uzayabilir ve artık depresyonu da içerebilir 1.
332 milyon
Dünya genelinde yaklaşık 332 milyon kişi depresyondan muzdariptir. 2
5,7%
Yetişkinlerin %5,7'si (erkeklerin %4,6'sı ve kadınların %6,9'u) ve 70 yaş ve üstü kişilerin %5,9'u. 2
1,5
Depresyon kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 1,5 kat daha yaygındır. Dünya genelinde, hamile kadınların ve yeni doğum yapmış kadınların %10'undan fazlası depresyondan muzdariptir. 2
1/3
Yüksek gelirli ülkelerde, depresyon hastalarının sadece yaklaşık üçte biri ruh sağlığı hizmeti almaktadır. 2
Bilim, soda kutularınıza ilgi gösterdiğinde
Bu konuyu derinlemesine incelemek için, bir araştırma ekibi iki büyük şehirde (Marburg ve Münster) 18 ila 65 yaşları arasındaki 900'den fazla Alman'ın verilerini analiz etti.
Bunların arasında, majör depresif bozukluktan muzdarip 405 kişi (üçte ikisi kadın) ve benzer yaş ve cinsiyette 527 sağlıklı kontrol grubu vardı.
Amaçları, tüketilen soda miktarının depresyon tanısını veya semptomların şiddetini öngörebilir olup olmadığını anlamaktı.
Karar?
Kadınlarda, ne kadar çok gazlı içecek tüketirlerse, depresyon riski o kadar yüksek ve semptomları o kadar şiddetli olur. Ancak bu durum erkekler için geçerli değildir.
Bağırsak mikrobiyotasının beklenmedik rolü
Araştırmacılar, soda ve depresyon arasındaki basit bağlantının ötesine geçerek daha derinlemesine araştırmaya devam ettiler. Sindirim, bağışıklık ve hatta ruh halini etkileyen geniş mikrobiyal ekosistem olan bağırsak mikrobiyotasındaki gelişmeleri incelediler... Bu ekosistemin bileşimi ve dengesi, soda da dahil olmak üzere beslenme alışkanlıklarına göre değişiklik gösterir.
Özellikle, önceki çalışmalarda majör depresif bozukluklarla ilişkili olduğu şüphelenilen iki bağırsak bakterisine odaklandılar:
- Eggerthella
- ve Hungatella.
Sonuç: Bu çalışmaya katılan kadınlarda, soda tüketimi gerçekten de mikrobiyotadaki Eggerthella artışıyla ilişkiliydi; Hungatella ise bununla ilgisiz görünüyordu.
Eggerthella tek başına, alkolsüz içecekler ile depresyon arasındaki bağlantının %3,8'ini ve alkolsüz içecekler ile semptomların şiddeti arasındaki bağlantının %5'ini açıklayabilirdi.
Bu nedenle, alkolsüz içecek tüketimi majör depresif bozukluk (MDB) ile bağlantılı görünmektedir ve bağırsak bakterisi Eggerthella, mikrobiyotanın dengesini etkileyerek bu bozukluğa neden olabilir.
Bu bulgu, özellikle çocuklar ve ergenler arasında bu tür içeceklerin tüketiminin dünya çapında artmakta olması nedeniyle oldukça endişe vericidir. Bu sonuçlar ayrıca bağırsak-beyin ekseni ve bağırsak mikrobiyotası ile akıl hastalıkları arasındaki bağlantıyı destekleyen ek kanıtlar sunmaktadır.
Ancak bazı iyi haberler de var. Bazı beslenme yaklaşımları da daha dengeli bir mikrobiyota oluşumunu destekleyebilir ve ruh halini düzenlemeye yardımcı olabilir.